Konular

İbrahim Aleyhisseam ve Kavmiyle İlgili Ayetler

İniş Sırasına Göre


MERYEM SURESİ

İniş Sırası: 44 • Mushaf Sırası: 19 • Mekki Sure • 98 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


41. Kİtap’ta İbrahim’i de hatırla! Gerçekten o çok doğru bir nebi idi.

42. Hani bir zaman babasına dedi ki: “Ey babacığım! Niçin işitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir fayda vermeyen şeylere kulluk ediyorsun?

Uzak Doğuda yapılan Budist ayinlerinden biri.

43. Ey babacığım! Şüphesiz sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyleyse bana uy ki, seni düzgün bir yola ulaştırayım.

44. Babacığım! Şeytana kulluk etme! Şüphesiz şeytan Rahmân’a karşı isyankâr olmuştur.

45. Babacığım! Ben Rahmân’ın katından sana, bir azabın dokunmasından korkuyorum. O zaman şeytanın dostu olursun.”

46. Dedi ki: “Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan/tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen muhakkak seni taşa tutarım. Uzunca bir süre benden uzak dur.”

47. (İbrahim) “Sana selâm olsun” dedi. “Rabbimden senin için bağışlanma dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkârdır.

48. Sizden de Allah ile aranıza koyup yalvardıklarınızdan da uzaklaşıyorum. Ben Rabbime yalvarırım, Rabbime yaptığım dua sayesinde yoksun kalmayacağımı umuyorum.”

49. Onlardan ve Allah’ ile aralarına koyup yalvardıklarından uzaklaşınca ona İshak’ı ve Yakub’u bağışladık. Onların her ikisini de nebi yaptık.

50. Onlara rahmetimizden armağanlar verdik. Onlara yüce bir doğruluk dili verdik.

ŞUARA SURESİ

İniş Sırası: 47 • Mushaf Sırası: 26 • Mekki Sure • 227 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


69. Onlara İbrahim’in haberini de oku!

70. Hani babasına ve kavmine demişti: “Neye kulluk ediyorsunuz?”

71. Dediler k; “Putlara kulluk ediyoruz. Onlara bağlı kalmaya da devam edeceğiz.”

72. (İbrahim) dedi ki: “Çağırdığınız zaman sizi işitiyorlar mı?

73. Size bir yarar ya da zarar veriyorlar mı?”

74. “Hayır”, dediler. “Ama biz atalarımızı da böyle yaparken bulduk.”

75. (İbrahim) dedi ki: “Peki, neye kulluk ettiğinizin fakında mısınız?” dedi.

76. Siz ve önceki atalarınız!

77. Ben bütün bunlara karşıyım! Yalnız âlemlerin Rabbi hariç/(O) benim dostumdur.

78. Beni O yarattı. Ve bana doğru yolu gösteren de O’dur.

79. Bana yediren ve içiren O’dur.

80. Hastalandığım zaman bana (sıkıntılarıma) O şifa verir.

81. Beni öldüren sonra diriltecek olan O’dur.

82. Hesap günü hatamı bağışlamasını umduğum da O’dur!”

83. Rabbim! Bana yargı gücü (hüküm verme) yetkisi ver ve beni, iyi insanlar arasına kat.

84. Sonra gelecek(nesil)ler de beni doğrulukla, iyilikle ansın!

85. Beni bol nimetli cennetin mirasçılarından kıl.

86. Babamı bağışla! Gerçekten o sapıklardan oldu.

87. Diriltilecekleri gün beni rezil etme.

HUD SURESİ

İniş Sırası: 52 • Mushaf Sırası: 11 • Mekki Sure • 123 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


69. Ant olsun, elçilerimiz İbrahim’e müjde ile geldiler. “Selâm!” dediler. (O da) ”selâm!” dedi. Çok zaman geçmeden kızartılmış bir buzağı getirdi.

70. Buzağıya ellerinin uzanmadığını görünce; onların hallerini beğenmedi ve onlardan dolayı içine bir korku düştü. “Korkma! Biz Lût’un kavmine gönderildik” dediler.

71. Karısı da ayakta idi. Bunun üzerine gülümsedi. Biz de ona İshak’ı müjdeledik; İshak’ın ardından da (torunu) Yakub’u...

72. “Vay başıma gelenler!” dedi. “Ben bir kocakarı iken, doğuracak mıyım? Üstelik, bu kocam da yaşlı bir ihtiyardır. Bu, cidden acayip bir şey!”

73. (Melekler) dediler ki: “Allah’ın emrinden dolayı mı şaşırıyorsunuz? Allah’ın rahmeti ve bereketleri ey ev halkı sizin üzerinizedir. Şüphesiz O; övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur.”

74. İbrahim’den korku gidip de ona sevinç gelince; Lût kavmi hakkında bizimle mücadele etmeye başladı.

75. Doğrusu İbrahim; yumuşak huylu, içli, gönülden yönelen biriydi.

76. “Ey İbrahim” dediler. “Bundan vazgeç! Çünkü, Rabbinin emri gelmiştir. Gerçekten onlara, geri çevrilmez bir azap gelmiştir!”

HİCR SURESİ

İniş Sırası: 54 • Mushaf Sırası: 15 • Mekki Sure • 99 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


51. Ve Onlara İbrahim’in konuklarından da haber ver!

52. Hani onun yanına girdiler de: “Selâm!” dediler. Dedi ki: “Biz sizden çekiniyoruz”.

53. ”Korkma!” dediler. “Biz sana bilgin bir oğul/çocuk müjdeliyoruz”.

54. Dedi ki: “Bana ihtiyarlık dokunduktan sonra, siz beni müjdeliyor musunuz? Ne tuhaf bir şeyle/neye dayanarak müjdeliyorsunuz!”

55. “Sana gerçeği müjdeledik” dediler. “Sakın umut kesenlerden olma!”

56. Dedi ki: “Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?”

57. “Ey elçiler, işiniz (gerçek göreviniz) nedir?” dedi.

58. “Biz suçlu/günahkar bir kavme gönderildik.”

59. (Dediler ki:) ”Lût’un ailesi (Lût’a inananlar) hariç!.. Biz muhakkak onların hepsini (Lut’a inananları) kurtaracağız.

60. Onun hanımı ise geride kalan kimselerden olmayı hak etti.”

EN’AM SURESİ

İniş Sırası: 55 • Mushaf Sırası: 6 • Mekki Sure • 165 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


74. Ve bir zaman İbrahim babası Âzer’e: “Sen birtakım putları ilâhlar mı ediniyorsun? Ben seni ve kavmini apaçık bir dalâlet içinde görüyorum” demişti.

75. Bir zamanlar Biz İbrahim’e göklerin ve yeryüzünün melekûtunu/yönetimini gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun.

76. Gece karanlığı bürüyünce bir yıldız gördü: “Rabbim buymuş ha!” dedi. Yıldız batıp kaybolunca: “Ben batanları sevmem” dedi.

77. Ardından Ay’ı doğarken görünce: “Rabbim buymuş ha!” dedi. Ay batıp kaybolunca: “Eğer Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi, elbette sapmış topluluktan olurdum” dedi.

78. Güneş’i doğarken görünce dedi ki: “Rabbim buymuş ha, bu daha büyükmüş!” O da batınca: “Ey kavmim!” dedi. “Şüphesiz ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.”

79. ”Şüphesiz ben yüzümü, gökleri ve yeryüzünü yaratana/var edene çevirdim. İçtenlikle tek Allah’a inanan/Hanif (dürüst, doğru) birisi olarak! Ben müşriklerden değilim.”

80. Kavmi onunla tartışmaya girişti. Dedi ki: “Allah hakkında benimle tartışıyor musunuz? Bana doğru yolu göstermiş iken! Ben ortak koştuğunuz şeylerden korkmuyorum. Rabbim izin vermedikçe bir şey yapamazlar! Rabbim bilgi yönünden her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

81. Ben nasıl olur da ortak koştuğunuz şeylerden korkarım? Siz Allah’a, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri ortak koşmaktan korkmuyorken. Öyleyse, bu iki topluluktan hangisi güvende olmaya daha lâyıktır? Eğer gerçeği biliyor iseniz!”

82. İman eden ve imanlarına zulüm (şirk) karıştırmayanlar var ya; işte onlar, güven onların(hakkı)dır. Doğru yolu bulanlar da onlardır.

SAFFAT SURESİ

İniş Sırası: 56 • Mushaf Sırası: 37 • Mekki Sure • 182 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


83. Doğrusu İbrahim de onu (Nuh’u) takip edenlerden idi.

84. Hani o, tertemiz sağlam bir kalple Rabbine gelmişti.

85. Hani o zaman babasına ve kavmine: “Siz neye kulluk ediyorsunuz?” demişti.

86. Allah ile aranızda uydurma ilahlar olmasını mı istiyorsunuz?

87. “Siz varlıkların Rabbini ne sanıyorsunuz?”

88. Sonra yıldızlara bir bakışla baktı.

89. “Gerçekten ben, kendimde hastalık hali hissediyorum” dedi.

90. Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan ayrıldılar.

91. Sonra gizlice onların ilahlarına yönelmiş ve şöyle demişti: “Siz bir şey yemez misiniz?”

92. Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?”

93. Sonunda iyice yanlarına sokulup sağ eliyle bir darbe indirdi!

94. Çok geçmeden koşarak ona geldiler.

95. Dedi ki: “Kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?

96. Oysa sizi ve yaptığınız şeyleri Allah yaratmıştır.”

97. Dediler ki: “Onun için bir bina yapın ve onu ateşin içine atın!”

98. Böylece ona bir tuzak kurmak istediler, Biz de onları sefiller haline getirdik!

99. Dedi ki: “Şüphesiz ben Rabbime gidiyorum. O bana kılavuzluk edecektir.”

100. “Rabbim! Bana iyilerden birini hediye et.”

101. Biz de ona ağırbaşlı bir oğul müjdeledik.

102. Çocuk, onunla birlikte koşma çağına erişince, “Yavrucuğum!” dedi. Ben, rüya şeklinde bana gelen vahiyde seni kestiğimi görüyorum. Bak bakalım sen ne dersin?” “Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni, sabredenlerden bulacaksın” dedi.

103. Ne zaman ki ikisi de Allah’a teslim oldu; İbrahim onu, alnı yere gelecek şekilde yatırdı.

104. Ve Biz de: “Ey İbrahim!” diye ona seslendik.

105. “Sen, vahyi/rüyayı doğruladın/gereğini yerine getirdin. Biz, iyi davrananları işte böyle ödüllendiririz!”

106. Şüphesiz bu, onun için apaçık bir karşılıktır!

107. Fidye olarak ona büyük bir kurbanlık verdik.

108. Sonra gelenler içinde de ona (iyi bir ün) bıraktık.

109. İbrahim’e selâm olsun!

110. İyi davrananları, işte böyle ödüllendiririz!

111. O, bize güvenen kullarımızdandı.

112. Bir nebi ve salih bir kişi olarak ona İshak’ı müjdeledik.

113. Ona ve İshak’a bereketler verdik. Onların neslinden iyi davranan da var, açıkça kendi benliğine zulmeden de var.

ZUHRUF SURESİ

İniş Sırası: 63 • Mushaf Sırası: 43 • Mekki Sure • 89 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


26. Hani bir zaman İbrahim babasına ve halkına şöyle demişti: “Ben, sizin kulluk ettiklerinizden kesinlikle uzağım.

27. Beni yaratan hariç! Şüphesiz O, bana doğru yolu gösterendir.”

28. (İbrahim) bu sözü, ardında kalıcı bir söz yaptı ki, onlar doğru yola dönsünler.

29. Doğrusu bunları ve babalarını kendilerine apaçık gerçeği ortaya koyan, bir elçi gelinceye kadar yaşatıp geçindirdim.

30. Gerçek kendilerine gelince; “Bu bir büyüdür, biz onu inkâr edicileriz” dediler.

ZARİYAT SURESİ

İniş Sırası: 67 • Mushaf Sırası: 51 • Mekki Sure • 60 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


24. İbrahim’in şerefli konuklarının haberi sana geldi mi?

25. Hani bir zaman, onun yanına girdiler; “Selâm” dediler. O da: “Selâm, tanınmamış topluluk!” dedi.

26. Hemen, bir bahane ile ailesine gitti, besili bir buzağı getirdi.

27. Derken onu önlerine yaklaştırdı; “Yemez misiniz?” dedi.

28. (Yemekle ilgilenmediklerini görünce) onlardan dolayı içine bir korku düştü. “Korkma” dediler. Ve ona bilgin bir oğul müjdelediler.

29. Karısı hayretler içinde geldi ve ellerini yüzüne vurarak: “Kısır bir kocakarı!..” dedi.

30. Dediler ki: “Böyledir! Bunu Rabbin buyurdu. Şüphesiz O, hikmet sahibidir, bilendir.”

31. (İbrahim): “Ey elçiler, asıl göreviniz nedir?” dedi.

32. Dediler ki: “Biz, suçlu bir kavim üzerine gönderildik:

33. Üzerlerine çamurdan taşlar gönderelim diye.

34. (Her biri) sınırı/haddi aşanlar için, Rabbinin katında işâretlenmiş!”

35. Derken, orada müminlerden kim varsa çıkardık.

36. Zaten orada bir ev dışında teslim olmuş kişiler de bulamadık.

37. Orada acıklı azaptan korkan kişiler için bir ibret bıraktık.

NAHL SURESİ

İniş Sırası: 70 • Mushaf Sırası: 16 • Mekki Sure • 128 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


120. Gerçek şu ki, İbrahim birleyerek gönülden Allah’a boyun eğen bir toplumdu. Ve asla Allah’a ortak koşanlardan değildi!

121. O’nun nimetlerine şükredici idi; O, onu seçmiş ve dosdoğru bir yola iletmişti.

122. Ona dünyada bir iyilik verdik, elbette o, ahirette de iyilerdendir.

İBRAHİM SURESİ

İniş Sırası: 72 • Mushaf Sırası: 14 • Mekki Sure • 52 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


35. Hani bir zaman, İbrahim demişti ki: “Rabbim, bu bölgeyi güvenli bir yer kıl! Beni ve çocuklarımı putlara kul olmaktan uzak tut!

36. Rabbim! Gerçekten insanlardan birçoğu, onlarla saptılar. Bundan böyle, kim bana uyarsa, işte o bendendir. Kim bana isyan ederse/karşı gelirse, artık Senin (merhametine kalmıştır). Şüphesiz Sen; çok bağışlayan ve çok esirgeyensin!

37. Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını, Beyt-i Muharremin’in/Kâbe’nin yanında, ekin bitmez (çorak) bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Salat’ı/Namaz’ı, (ayetleri anlayarak, sürekli ve bilinçli olarak) yerine getirsinler! Bundan böyle insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara yönelt! Onları çeşitli ürünlerle rızıklandır, umulur ki şükrederler!

38. Rabbimiz! Şüphesiz Sen, gizlediğimizi ve açığa vurduğumuzu bilirsin. ‘Ne yeryüzünde, ne de gökyüzünde, hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz!’

39. İhtiyarlığımda bana İsmail’i ve İshak’ı lütfeden Allah’a sayısız övgüler olsun! Şüphesiz, Rabbim duayı işitendir.

40. Rabbim! Bana, namazı sürekli kılmamda yardımcı ol, soyumdan olanlara da!.. Rabbimiz! Duamı kabul buyur!

41. Rabbimiz! Beni, annemi-babamı ve gerçeklere inananları bağışla, hesabın görüleceği gün!”

ENBİYA SURESİ

İniş Sırası: 73 • Mushaf Sırası: 21 • Mekki Sure • 112 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


51. Ve gerçek şu ki, Biz (Musa’dan) çok daha önce İbrahim’e de, doğru yolu bulma yetisi vermiştik. Biz onu çok iyi biliyoruz.

52. Bir gün babasına ve halkına şöyle demişti: “Sizin şu karşılarında saygıyla durduğunuz heykeller nedir?”

53. Dediler ki “Biz bildik bileli atalarımız onlara kulluk ederler.”

54. Dedi ki: “Ant olsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz.”

55. Dediler ki: “Sen bize gerçeği mi getirdin? Yoksa, sen bizimle oyun oynayanlardan mısın?”

56. “Hayır!” (Sizinle oyun oynamıyor ve eğlenmiyorum) dedi. “Rabbiniz göklerin ve yeryüzünün Rabbidir. Onları O yaratmıştır. Ben buna (gerçeğe) şahitlik edenlerdenim.”

57. “Allah’a yemin olsun ki, arkanızı dönüp gittikten sonra, putlarınıza mutlaka bir tuzak kuracağım!”

58. Sonunda, onları paramparça etti. Ancak onların en büyüğünü bıraktı ki, onlar belki ona müracaat ederler, diye!

59. Dediler ki: “Bunu ilâhlarımıza kim yaptı? Şüphesiz ki o, zalimlerden/hainlerden birisidir.”

60. “Onları diline dolayan bir genç işittik, kendisine İbrahim deniliyormuş” dediler.

61. (Diğerleri) dediler ki: “Derhal, onu insanların gözleri önüne getirin, onlar da şahit olsunlar.”

62. (İbrahim yanlarına getirilince ona sordular): “Ey İbrahim! İlâhlarımıza/tanrılarımıza bunu sen mi yaptın?” diye.

63. (İbrahim) dedi ki: “Aksine bu işi, belli ki onların şu büyükleri yapmış! Eğer konuşurlarsa, en iyisi onlara sorun!”

64. Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da birbirlerine: “Gerçekten siz zalimlersiniz” dediler.

65. Sonra, yine eski kafalarına/düşüncelerine döndüler: “Kesinlikle sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar!”

66. (İbrahim:) “Yani size faydası olmayan, zararı da olmayan şeyleri Allah’a tercih ederek onlara kulluk mu ediyorsunuz?” dedi.

67. Size de Allah’a tercih ederek kulluk ettiğiniz şeylere de yazıklar olsun. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?”

durga puja festivali hindistan

Durga Puja festivali. Hindistan'da kutlanan, tanrıça Durga'ya gösterilen on günlük saygı bayramı. "Saygı gösterme" dışında şarkılar söyleyip, dans edip, tiyatro izliyorlar.


68. Dediler ki: “İbrahim'i yakın ve böylece ilâhlarınıza arka çıkın/yardım edin! Eğer bir iş yapacaksanız.”

69. Biz de dedik ki: “Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve esenlik ol!”

70. Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini, hüsrana uğrayanlardan kıldık.

71. Onu ve Lût’u kurtarıp, içinde âlemlere bereketler verdiğimiz ülkeye ulaştırdık!

72. Ona İshak’ı hediye ettik, üstelik (İshak’ın ardından torunu) Yakub’u da; hepsini (toplumlarına) faydalı kişiler/salihlerden kıldık.

73. Onları emrimizle doğru yolu gösteren liderler/önderler yaptık! Onlara hayırlı işler yapmayı, namazı kılmayı ve zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar Bize kulluk eden kimselerdi.

ANKEBUT SURESİ

İniş Sırası: 85 • Mushaf Sırası: 29 • Mekki Sure • 69 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


16. Ve İbrahim’i de (gönderdik). Hani kavmine dedi ki: “Allah’a kulluk edin, O’ndan korkup sakının! Eğer biliyor iseniz, bu sizin için daha iyidir.

17. Siz ancak Allah’ın dışında birtakım putlara kulluk ediyorsunuz ve bir iftira meydana getiriyorsunuz! Şüphesiz ki, Allah’ın dışında o kulluk ettikleriniz; size bir rızık vermeye güç yetiremezler! Onun için siz, rızkı Allah atında arayın O’na kulluk edin ve O’na şükredin. O’nun huzuruna döndürüleceksiniz.”

18. Eğer siz yalanlarsanız, sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı. Elçiye düşen görev, sadece apaçık duyurmaktır.


24. (İbrahim’e) kavminin cevabı; şöyle demelerinden başka bir şey olmadı: “Onu öldürün veya onu yakın!” Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda gerçeklere inanan bir kavim için ibretler vardır.

25. De ki: “Siz ancak, Allah’ı bırakıp da dünya hayatında birbirinizi sevmek (birbirinize yaranmak) uğruna, (etrafında toplandığınız) putlar/ortaklar edinmişsiniz! Sonra kıyamet günü birbirinizi inkâr edersiniz. Bir kısmınız bir kısmınıza lânet eder! Varacağınız yer ateştir. Ve sizin için yardımcılar yoktur.”

26. Bunun üzerine ona (İbrahim’e) sadece Lût inandı ve: “Rabbimin yoluna hicret ediyorum. Şüphesiz ki O güçlüdür, hikmet (problem çözme biliminin) sahibidir” dedi.

27. İbrahim’e İshak’ı ve Yakub’u bağışladık. Soyundan gelenlere nebilik ve kitap verdik. Böylece onu Dünya’da ödüllendirmiş olduk. O Ahirette de iyilerden olacaktır.

Medeni Sureler

BAKARA SURESİ

İniş Sırası: 87 • Mushaf Sırası: 2 • Medeni Sure • 286 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


124. Bir zamanlar Sahibi (Rabbi), İbrahim’i bir takım sözlerle (emirlerle) imtihan etmiş, o da tam başarı göstermişti. Sahibi (Rabbi) ona: “Ben seni insanlara imam (önder) yapacağım!” dedi. O “Soyumdan da olsun!” deyince, “(Olur, ama) yanlış yapanlar, sözümün kapsamına girmez.” dedi.

125. Kâbe’yi insanların toplanacakları ve güven içinde olacakları bir yer yaptık. Siz makam-ı İbrahim’i (İbrahim’in dua için durduğu yerleri), dua yerleri yapın. İbrahim ile İsmail’e görev verdik: “Evimi (Kâbe’yi); tavaf edenler, itikâfta bulunanlar, rükû ve secde edenler için tertemiz tutun!” dedik.

126. Bir gün İbrahim şöyle yalvardı: “Sahibim (Rabbim), burayı güvenli bir şehir yap! Buranın halkından, Allah’a ve ahiret gününe inananları her üründen yararlandır!” Allah da şöyle dedi: “ayetleri görmezlikten gelene de bir süre iyilik. yapar, sonra onu ateş azabına mahkûm ederim. Ne kötü hale gelmektir o!”

127. İbrahim, İsmail ile beraber Kâbe’nin temellerini yükselttiği sırada şöyle yalvardı: “Rabbimiz, bunu bizden kabul et, dinleyen de bilen de Sen’sin!”

128. “Rabbimiz! İkimizi sana teslim olmuş kişiler yap, soyumuzdan gelenlerden de sana teslim olmuş bir toplum oluştur! Bize menâsikimizi (hac ve umre ibadetlerini yapacağımız yerleri) göster[*] ve yönelişimizi (tevbemizi) kabul et! Sana yönelenleri (tevbe edenleri) kabul eden, iyiliği bol olan Sen’sin!”

[*] İbrahim aleyhisselam, “Bize göster” dediği için hac ve umre ibadeti yapılan yerlerin daha önce bilindiği ama kaybolduğu anlaşılır. Kaybolma Nuh tufanında olmalıdır. (Bkz. Taberî, Ali-i İmran 3/96)

129. “Rabbimiz! Bunların içinden bir elçi çıkar da onlara senin âyetlerini bağlamlarında[1*] okusun! Kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları geliştirsin![2*] Üstün olan, doğru karar veren Sen'sin!”

[1*] تلو kökü, "birden çok şeyin, aralarına kendi cinslerinden olmayan bir şey karışmayacak şekilde peşpeşe sıralanması anlamındadır (Müfredât). Buna göre okumak anlamıyla tilavet, "konu sırasına yani bağlama göre okuma"dır.

[2*] (Bakara 2/151)’de bu özelliklere sahip olan kişinin Muhammed aleyhisselam olduğu belirtilmektedir.

130. Kendini zavallı duruma sokandan başka, kim İbrahim’in dininden yüz çevirir? Biz onu dünyada seçkin kıldık, ahirette de iyiler arasında olacaktır.

131. Sahibi (Rabbi) ona “Teslim ol!” dediğinde o, “Varlıkların Rabbine (Sahibine) teslim oldum!” demişti.

132. İbrahim, bu dine uymayı oğullarına vasiyet etmişti. Yakup da öyle yaptı. Dedi ki: “Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti, son nefesinize kadar Allah’a teslim olmuş kişiler olarak yaşayın.”

133. Yakub’un ölmek üzere iken ne yaptığını biliyor musunuz? Oğullarına, “Benden sonra neye kul olacaksınız?” diye sordu. Onlar, “Senin İlâhına;ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın İlâhına, o bir tek İlâha kul olacağız. Biz, zaten, ona teslim olmuş kimseleriz!” dediler.

134. Onlar yaşamış gitmiş bir toplumdur. Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız size! Onların yaptıkları size sorulmayacaktır.


258. Allah kendisine hükümdarlık verdi diye, (şımarıp böbürlenerek), Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim; “Benim Rabbim diriltir, öldürür” demiş, o da; “Ben de diriltir, öldürürüm” demişti. (Bunun üzerine) İbrahim; “Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir” deyince, kâfir şaşırıp kalır. Zaten Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.


260. Hani İbrahim; “Ey Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah ona) “İnanmıyor musun?” deyince, “Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için” demişti. “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp, her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah; mutlak güç sahibidir, doğru hüküm/karar verendir.”

HAC SURESİ

İniş Sırası: 103 • Mushaf Sırası: 22 • Medeni Sure • 78 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


26. İbrahim’e Beyt’in yerini gösterdiğimiz zaman, “Bana hiçbir şeyi ortak sayma; tavaf edenler, kıyam, rüku ve secde edenler için Beytimi temiz tut” demiştik.

27. İnsanların içinde o haccı ilan et[*] ki yürüyerek ve bitkin binekler üzerinde bütün derin vadilerden geçerek sana gelsinler.

[*] ve ezzin(وَأَذِّن): ilan etmek. Türkçeye ezan olarak geçmiştir. Bu eylem malum olunanın ilanıdır. Örneğin uzun süre işgal altında kalan bir şehirde zafer elde edildikten sonra okunan ezan, insanlara kılamadığımız o namazı tekrar kılabileceğimizin ilanıdır ve bu eylem namaz ibadetinin ilk başlangıcını değil mecburi ara verilen namazın kaldığı yerden devamını ilan eder. Hac için de aynı fiilin kullanılmasından anlaşılacağı üzere Nuh Tufanı sonrası uzun süre sular altında kalan ve yıkıma uğrayan Kabe’nin kaybolmuş yerinin yeniden tespiti ve İbrahim aleyhiselam ve oğulları tarafından onarımını müteakip ilk ümmetlerden beri bilinen hac ibadetinin kaldığı yerden devamının ilan edildiği bildirilmektedir.

28. Gelsinler de kendi menfaatlerini görsünler[*]; belli günlerde de Allah’ın onlara rızık olarak verdiği hayvanlardan en’âm (koyun, keçi, sığır ve deve) üzerine Allah’ın adını ansınlar. Onlardan hem siz yiyin hem de darda olan yoksula yedirin.

[*] Ticaret yapsınlar.

29. Aynı zamanda[1*] tefeslerini (Arafat ve Müzdelife vakfelerini) tamamlasınlar[2*], adaklarını yerine getirsinler[3*] ve o şerefli Beyti (Kâbe’yi) tavaf etsinler.

[1*] Buradaki ثُمَّ kelimesi maa anlamındadır.

[2*] Tay kabilesinden Urve b. Mudarris dedi ki, Resulullah sallallaha aleyhi ve seleme geldim, Cem’de (Müzdelife’de) vakfe yerindeydi. Dedim ki, “Ya Resulellah, Tay dağından geldim. Bineğim perişan oldu, kendimi de yordum. Vallahi üzerinde beklemediğim bir kum tepesi olmadı, ben hacı olabilir miyim? Resulullah sallallahu aleyhi ve selem dedi ki (“Kim bizimle birlikte şu namazı kılar ve daha önce gece veya gündüz Arafat’a gelmiş olursa haccını tamamlamış, tefesini yerine getirmiş olur”. Ebû Davûd, “Mensik”, 69, II, 487; Tirmizî, “Hac”, 57, III, 238, No:891; Nesâî,“Menâsik”, 211, V,263; Ahmed, IV, 261; Dârimî, “Hac”, II,59; İbn Mâce, “Menâsik”, 57, II, 1004; İbn Hıbbân, “Hac”, No:3839, V, 61)

[3*] Kurbandan daha önce bahsedildiği için buradaki adaklar hacının, ihrama girmekle birlikte üstlenmiş olduğu görevlerdir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca başlarsa, hac sırasında ne müstehcenlik yapar, ne günaha girer, ne de kavga eder.” (Bakara 2/197)

30. Bunun sebebi şudur: Kim Allah’ın dokunulmaz kıldığı şeylere gereken değeri verirse Rabbinin (Sahibinin) katında onun için iyi olur. Size okunanın[*] dışında kalan en’âm (koyun, keçi, sığır, deve) helal kılındı. Onun için putların pisliğinden uzak durun; yalan sözden de uzak durun.

[*] Ölen ve Allah’tan başkası adına kesilmiş olan. Bu husus En’am 6/145. âyette şöyle geçer:

De ki: “Bana gelen vahiyde yiyene yemesi haram kılınmış bir şey bulamıyorum; leş, akmış kan, domuz eti ki pisliktir, ya da yoldan çıkmak suretiyle Allah'tan başkasının adı anılarak kesilmiş olursa başka. Kim zorda kalır da isyan etmez ve aşırı gitmezse senin Sahibin bağışlar ve merhamet eder.