Konular

Musa Aleyhisselam Ve Bir Kulun Hikayesi

İniş Sırasına Göre


KEHF SURESİ

İniş Sırası: 69 • Mushaf Sırası: 18 • Mekki Sure • 110 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


60. Hani Musa genç yardımcısına demişti ki: “İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar durmayacağım veya uzun bir zaman yürüyeceğim.”

61. İki denizin birleştikleri yere ulaştıkları zaman, balıklarını unuttular; o, sıyrılıp akarak denizde yolunu tutmuştu.

62. Orayı geçip gittiklerinde genç yardımcısına dedi ki: “Kuşluk/sabah yiyeceğimizi bize getir. Andolsun bu yolculuğumuzda epeyce yorgunluk çektik.”

63. (Genç adam): “Gördün mü?” dedi. “Kayaya sığındığımız zaman doğrusu ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. Acayip bir şekilde denizin içinde yolunu tutup gitti.”

64. (Musa): “Aradığımız şey işte buydu!” dedi. Kendi izlerini takip ederek derhal geri döndüler.

65. Orada kullarımızdan bir kul buldular; kendisine katımızdan bir rahmet ve tarafımızdan ona bir ilim öğretmiştik/emir vermiştik.

66. Musa dedi ki: “Sana öğretilenden, doğruya ileten bilgiyi bana da öğretmen için, sana tabi olabilir/seni izleyebilir miyim?”

67. (O kul) dedi ki: ”Doğrusu, sen benimle beraber bulunmaya sabredemezsin!

68. Nasıl sabredebilirsin ki; iç yüzünü bilmediğin ve onunla (bizzat kendi ilminle yakinen anlayamadığın) kavrayamadığın bir şeye?”

69. (Musa): “İnşallah beni sabırlı bulacaksın. Ben hiçbir işte de sana karşı gelmem” dedi.

70. (O kul) dedi ki: “Eğer bana uyarsan, yaptığım hiçbir şey hakkında bana soru sorma! Ta ki, ben onu sana söyleyip anlatıncaya kadar.”

71. Bunun üzerine yürüyüp gittiler. Nihayet gemiye bindikleri zaman gemiyi delerek yaraladı. (Musa): “Yolcularını boğmak için mi gemiyi deldin? Gerçekten sen şaşırtıcı bir iş yaptın” dedi.

72. (O kul) dedi ki: “Ben sana, ‘benimle bulunmaya sabredemezsin’ demedim mi?”

73. (Musa) dedi ki: “Unuttuğum şeyden ötürü beni sorguya çekip kınama, bu işimden dolayı bana bir güçlük çıkarma.”

74. Yine yürüdüler. Nihayet bir gence rastladıklarında, o (kul, yani insan suretindeki melek) hemen onu öldürdü. (Musa): “Temiz bir canı katlettin ha! Bir nefse/cana karşılık olmaksızın. Doğrusu sen çirkin bir iş yaptın” dedi.

75. (O kul) dedi ki: “Ben sana; ‘benimle bulunmaya sabredemezsin’ demedim mi?”

76. (Musa) dedi ki: “Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam, artık bana arkadaş olma! Artık tarafımdan sana bir özür ulaşmıştır.”

77. Yine yola koyuldular. Nihayet bir kasaba halkına vardıkları zaman, halkından yemek istediler. Kasaba halkı onları konuk olarak ağırlamaktan kaçındılar. Orada yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler. (O kul) hemen o duvarı doğrulttu/tamir etti, sağlamlaştırdı. (Musa): “Eğer isteseydin buna karşılık bir ücret alırdın” dedi.

78. (O kul) dedi ki: ”İşte bu benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Sana sabredip de dayanamadığın olayların gerçek yorumunu/iç yüzünü haber vereceğim.

79. O gemi var ya; o, denizde çalışan yoksulların idi. Ben onu kusurlu yaptım, çünkü ötelerinde her sağlam gemiye zorbalıkla el koyan diktatör/zorba bir kral vardı.

80. Gence gelince onun anası ve babası Mü’min insanlardı. Bunun onlara azgınlık ve küfür nedeni olması sözkonusu idi.

81. Böylece Rableri onlara, onun yerine temizlik yönünden ondan daha hayırlısını ve daha merhametlisini versin.

82. Duvara gelince: O, şehirde iki yetim çocuğun idi. Onun altında onlara ait bir hazine vardı. Babaları da iyi birisi idi. Rabbin istedi ki, onlar güçlü çağlarına erişsinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar... Ben bunları kendiliğimden yapmadım (Rabbin emirleriydi). İşte sabredip de kendisine dayanamadığın şeylerin/olayların yorumu/iç yüzü budur!”