Konular

Şuayb Aleyhisselam Ve Medyen Kavmiyle İlgili Ayetler

İniş Sırasına Göre


ARAF SURESİ

İniş Sırası: 39 • Mushaf Sırası: 7 • Mekki Sure • 206 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


85. Medyen’e de soydaşları Şuayb’ı gönderdik. Dedi ki “Ey halkım! Allah’a kul olun; sizin başka ilahınız yoktur. Size Rabbinizden bir belge geldi. Artık ölçeği ve tartıyı tam yapın. İnsanların hakkını yemeyin. Ülkede düzen sağlandıktan sonra kurulu (doğal) düzeni bozmayın. İnanıp güvenen kimseler iseniz sizin için hayırlı olan budur.

86. Geçit yerlerine kurulup korku salıyor, inanıp güvenmiş kişileri Allah’ın yolundan engelliyorsunuz. Üstelik o yolda anlaşılmayacak biçimde bir eğrilik oluşturmaya çalışıyorsunuz. Bunları yapmayın. Hatırlayın ki azınlıktaydınız, o sizi çoğalttı. Bozguncuların sonunun nasıl olduğunu bir düşünün.

87. “Benim elçiliğim ile gönderilene bir kısmınız güveniyor, bir kısmınız da güvenmiyorsa bekleyin; sonunda Allah, aramızda kararını verecektir. O, en iyi karar verendir.”

88. Halkı içinden büyüklük taslayan itibarlı kişiler şöyle dediler: “Bak Şuayb! Ne pahasına olursa olsun seni bu ülkeden çıkaracağız, seninle birlikte inananları da öyle. Tek çare bizim düzenimize dönmenizdir.” Şuayb dedi ki “Biz istemesek de mi?”

89. “Allah’ın bizi kurtarmasından sonra tutar sizin düzeninize dönersek Allah’a karşı tam bir yalan uydurmuş oluruz. Düzeninize dönmemiz olacak şey değildir; Rabbimiz olan Allah döndürürse başka. Rabbimiz bilgisiyle her şeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a güvenip dayandık. Ey Rabbimiz! Bizi halkımızdan en doğru bir biçimde ayır. Ayırmayı en iyi yapan sensin.”

90. Halkının itibarlı kişilerinden ayetleri görmezden gelenler (kâfirler) şöyle dediler: “Hele Şuayb’a uyun; kesin olarak kaybedersiniz.“

91. Çok geçmeden onları öyle bir sarsıntı tuttu ki bulundukları yere çöküp kaldılar.

92. Şuayb’ı yalan sayanlar orada hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb’ı yalan sayanlar asıl kaybedenler oldular.

93. Şuayb onlardan ayrıldı ve şöyle dedi: “Ey halkım! Rabbimin sözlerini size ulaştırmış ve iyiliğiniz için çaba göstermiştim. Şimdi ayetleri görmezden gelenler (kâfirler) topluluğunun etkisiz hale getirilmesine nasıl üzüleyim!”

ŞUARA SURESİ

İniş Sırası: 47 • Mushaf Sırası: 26 • Mekki Sure • 227 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


176. Eyke Halkı da gönderilen elçileri yalanladılar.

177. Hani Şuayb onlara demişti: “Korkup sakınmaz mısınız?

178. Şüphesiz ki ben size gönderilen güvenilir bir elçiyim.

179. Allah’tan korkun ve bana itaat edin!

180. Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbine aittir.

181. Ölçüyü tam yapın ve sakın eksiltenlerden olmayın.

182. Dosdoğru ölçü ile tartın!

183. Kimsenin hakkını yemeyin. Fesat (terör/çete) oluşturmayın!

184. Sizi ve evvelki nesilleri yaratandan sakının.”

185. Dediler ki: “Sen büyülenmişlerdensin!

186. Sen de bizim gibi bir insandan başkası değilsin. Biz seni sadece yalancı kimselerden sanıyoruz.

187. Üzerimize gökyüzünden parçalar düşür! Eğer doğrulardan isen!"

188. (Şuayb) dedi ki: "Rabbim yaptığınız şeyleri daha iyi bilir."

189. Onu yalanladılar. Sonunda gölge gününün azabı onları yakaladı; gerçekten o büyük bir günün azabı idi!

190. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Ama onların birçoğu inanmıyor.

191. Gerçekten O Rabbin; üstündür, merhametlidir.

HUD SURESİ

İniş Sırası: 52 • Mushaf Sırası: 11 • Mekki Sure • 123 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


84. Ve Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. “Ey kavmim!” dedi. “Allah’a kul olun. Sizin için O’ndan başka hiçbir İlâh yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın! Ben sizi bolluk içinde görüyorum ve ben sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.

85. Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı dengeli/adaletli tam yapın! İnsanlara eşyalarını eksik vermeyin. Bozgunculuk ederek yeryüzünde karışıklık çıkarmayın.

86. Allah’ın bıraktığı helal şeyler, sizin için daha hayırlıdır, eğer inananlar iseniz! Ben sizin üzerinize gözetici değilim.”

87. “Ey Şuayb!” dediler. “Senin namazın/dinin mi sana emrediyor; atalarımızın ibadet ettiği şeyleri terketmemizi veya mallarımız üzerinde dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi! Oysa sen; yumuşak huylu, çok akıllı biriydin”.

88. “Ey kavmim!” dedi. “Bakın, söyler misiniz? Eğer ben, Rabbimden bir delil üzerinde isem ve bana katından güzel bir rızık vermişse!.. Ben size yasakladığım şeyleri yaparak, aykırı davranmak istemiyorum. Ben, sadece gücümün yettiği kadar düzeltmek istiyorum. Başarım Allah(‘ın gönderdiği vahy) iledir. O’na güvenip dayandım ve O’na yönelirim.

89. Ey kavmim! Bana karşı gelmeniz, sakın sizi bir felakete uğratmasın; size de Nuh kavminin, Hud kavminin veyahut da Salih kavminin başlarına gelenlerin benzerini isabet ettirmesin! Üstelik Lût kavmi olayı da size pek uzak değildir!

90. Rabbinizden bağışlanma dileyin. Sonra O’na tövbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, çok esirgeyendir, çok sevendir.”

91. “Ey Şuayb!” dediler. “Dediğin şeylerin çoğunu anlamıyoruz! Doğrusu, biz seni içimizde zayıf birisi görüyoruz. Eğer yakınların/kabilen olmasaydı elbette seni taşa tutup öldürürdük. Zaten, bize karşı senin hiçbir üstünlüğün yoktur.”

92. “Ey kavmim!” dedi. “Aşiretim/yakınlarım size göre Allah’tan daha mı üstündür? Ki siz, O’nu (O’nun emirlerini) arkanıza atıp unuttunuz. Şüphesiz Rabbim, gerçekten yaptıklarınızı kuşatıcıdır.

93. Ey kavmim! Olduğunuz yerde yaptığınızı yapın, ben de yapıyorum. Yakında, kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu bileceksiniz! Gözetleyin! Ben de sizinle beraber gözetlemekteyim.”

94. Emrimiz gelince; Şuayb’ı ve onunla birlikte inanan kişileri, Bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmeden kimseleri korkunç ses yakaladı! Yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar!

95. Sanki, orada hiç şenlik kurup eğlenmemişlerdi! İyi bilin ki; Medyen defolup gitti! Semûd’un defolup gittiği gibi!..

ANKEBUT SURESİ

İniş Sırası: 85 • Mushaf Sırası: 29 • Mekki Sure • 69 Ayettir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.


36. Ve Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin ve ahiret gününü umun! Bozgunculuk ederek yeryüzünde terör yapmayın.”

37. Onu yalanladılar. Hemen onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da, yurtlarında diz üstü çöküp kalanlar oldular.